“KOROYA KARŞI EN GÜZEL ŞARKI”
Şükrü Abi’nin adını ilk kez Yarın Dergisi’nde görmüştüm. Kendisini 1985’te [...]
Şükrü Abi’nin adını ilk kez Yarın Dergisi’nde görmüştüm. Kendisini 1985’te [...]
Hasan Ali Toptaş är dock en så pass skicklig författare och behärskar sitt uttrycksmedel så förfaret att romanen ”De skugglösa” blir avsevärt mer än ett postmodernistiskt jonglerande. Dessa inslag förmår inte förta värdet av denna påträngande och levande skildring av en by och dess invånares öde.
Det är med blandade känslor jag lägger undan ”De skugglösa”. Vad hände egentligen? Var det en berättelse om en by, ett samtal på en frisersalong eller mest en drömlik fantasi?
Hasan Ali Toptaş roman De skugglösa rör sig med tvära kast och långsamma glidningar mellan berättelsens olika verkligheter – mellan staden och landsbygden, mellan det naturtrogna och det surrealistiska, mellan nu och då. De skugglösa, som gavs ut i Turkiet 1995, har blivit en kultroman i hemlandet, där den även har filmatiserats.
Bazı yazarların yeni romanlarını beklemek, uzun yola gitmiş bir sevgilinin dönüşünü beklemek gibidir. Hasan Ali Toptaş’ın yeni romanı Heba‘yı da, uzun yoldan dönen bir sevgili gibi karşıladım ben: Önce dokundum, doyasıya kokladım yüzünü, sonracığıma, efendime nasıl söyleyeyim; açtım yüreğimi, yüreğine Toptaş’ın, can kulağı ile dinledim yeni romanının yolculuğunu…
Hasan Ali Toptaş'ın romanları üzerine İnönü Üniversitesi Sosyal Türk Dili [...]
İnsanın özünün peşine düşen bir hâli var Heba'nın ve yazar Hasan Ali Toptaş'ın çektiği fotoğrafta, bu özün idealize edilenin aksine, daha gerçeğe yakın olduğunu görüyorsunuz.
Çağdaş Türk edebiyatının önemli yazarlarından Hasan Ali Toptaş yedi yıl süren suskunluğunu “Heba” ile bozdu. Bir dil ve kurgu ustası olarak tanınan Toptaş, yeni kitabı için “kelimelerin çağrısına uydum ve seslerini dinledim” diyor.
Heba… Hiçbir işe yaramadan yok olmak, boşa gitmek… Arapçada eskimiş [...]
Hasan Ali Toptaş yedi yıl aradan sonra yeni romanı Heba'yla okuyucunun karşısında. Bunaldığı şehir hayatından kaçıp kurtulmak isteyen roman kahramanı Ziya'nın üzerinden yaşadığımız hayatı sorgulayan Toptaş, insafsızlığın, pişmanlığın, askerliğin ve heder olmuş bir ömrün hikayesini anlatıyor.