Söyleşiler Kitabı
Hasan Ali Toptaş
Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız, Hasan Ali’yi konuşturuyor. Aklı, fikri, gecesi, gündüzü, edebiyata ve hayata dair neyi varsa…
“Dili kötü kullanan bir yazar yerilmeli ama iyi kullanan övülmemeli. Dili iyi kullanmak yeter şarttır çünkü.”
“Kendimi herhangi bir yere ait hissetmiyorum. Ne bir şehre, ne bir ülkeye, ne de dünyaya.”
“Çocukluğunun elinden tutmayan kişi hiçbir yere gidemez.”
Az konuşan, konuşmamayı tercih eden, kendini yeryüzüne susmaya gelenlerden sayan bir yazarın söyleşileri. Hasan Ali Toptaş, şeytanın dürtmesiyle romana başlamasını, taşra kasabalarını, sinema salonuna kaçak giren çocukları, saklı hikâyeleri, türlü kederleri, onulmaz hüzünleri, kıpır kıpır hatıraları anlatıyor.
Güncelden kaçışını, kalabalıklardan duyduğu korkuyu, uğultuları, kuytuları, acemiliği, beyhude kaçışları, kötülüğü, vicdanı, masumiyeti konuşuyor. Usul usul, sakin, ağırbaşlı, susmaya hazır.
Harflere can veren ustanın, Hasan Ali Toptaş’ın fısıltıları, itirafları, itirazları, anlama gayretleri… Mesafesi…
Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız, Hasan Ali’yi konuşturuyor. Aklı, fikri, gecesi, gündüzü, edebiyata ve hayata dair neyi varsa…
Kitaptan bir bölüm okumak için tıklayın.
Kitapta yer alan bölümler
Başlarken yalnızsın, bitirdiğinde daha da yalnız | Şükrü Erbaş |
Kelime yolculuğu | Emrah Serbes |
Dilin müziği, dilin kokusu | Latife Tekin |
Grinin ara sokakları | Gülay Talaslı |
Ezeli bir acemi | Semih Gümüş |
Kafka’nın dayısının oğlu! | Filiz Aygündüz |
Hasan Ali Toptaş ile | Gürsel Korat |
Harflere sadece ses olarak bakmam… | Mehmet Öztunç |
Tamamlanan metin eksiktir | Ethem Baran |
Usta olmak ne korkunç bir şey | Ünal Temizyürek |
Gitmek fiilinin altını çift çizgiyle… | Sincan İstasyonu |
Yeryüzüne bir Kafka yeter… | Murat Tokay |
Uykuların Doğusu | Kemal Kaplan |
Yazdığım her romanla romanı… | Suat Duman |
Yazmak denen mucize | Erdoğan Kul |
Kelimeleri havalandırmak | Mesut Varlık |
Sessizliğin ustasından ses… | Can Bahadır Yüce |
Bilinçaltıma sızan egzoz dumanı | Mazlum Dirican |
Dışarı çıktığımda eve yarasız… | Ali Görkem Userin |
Roman yazan bir şair | Yıldız Ecevit |
Roman nasıl yazılır bilmiyorum | Sofya Kurban |
Ben yazmak için yaşayanlar grubundanım | İhsan Yılmaz |
Sessizliğin evinden taşan… | Sibel Oral |
Hayalimdeki köy ile filmdeki köy | Hayal Dergisi |
Aklım, fikrim, gecem, gündüzüm… | Sevgi Serper |
Sadece iyi romanlara… | Yelda Dönmez |
Hayatın tuhaf mucizeleri… | Esra Karaduman Okay |
Şimdiki aklım olsaydı | Yalnızlar Mektebi |
Belki de ne olduğumu… | Emrah Serbes |
Herkesin bildiği yoldan | Ahmet Cenk Ünlü, Müge Şenöz |
Dünyaya hâlâ o çocuğun gözleriyle… | Burcu Aktaş |
Varoluşun haritası | Nermin Ağaoğlu |
Asıl kahraman her daim… | Rengin Arslan |
Harfler ve Notalar | Mehmet Çakır |
Şair değilim | Tunç Kurt |
Okuru yok saymak… | Mesut Varlık |
Gaddarlık doğamızda var | Aslı Uluşahin |
Kalkın ey gafiller | Erdem Öztop |
Yazmak, zamana müdahaledir | Melike Akova |
Kâğıda değil, zamana yazılır | İbrahim Çiftçi |
Öldüğünüzde cennete giderseniz | Taraf Gazetesi |
Hakikat diye bir şey varsa | Ercan Dalkılıç |
Hepsi el yordamıyla | Hülya Ekşigil |
Leave A Comment
You must be logged in to post a comment.