Yatak
Bu sabah gözlerimi açtığımda, her zamanki gibi yer yatağının içindeydim. [...]
Ben, Bir Beyaz Güvercin
“Hasan Ali Toptaş’ın yeni romanı” ifadesini görünce kalbimiz aynı heyecanla çarpıyor. Kuşlar Yasına Gider, kışa denk geldiği ve benim zihnim Cennet’in oğluna büründüğü için mi bilmem ama ikisi arasında, eh biraz –belki epey- duygusal bir bağ kurdum ben...
Okuma notları: Kuşlar Yasına Gider, Hasan Ali Toptaş
Bence Hasan Ali Toptaş'ın en zarif ve en güzel romanı. Bir yandan, önceki romanlarından --bilhassa Gölgesizler ve Uykuların Doğusu gibi okurların gönlünde apayrı bir yeri olanlardan-- çok farklı. Bir yandan da, büyük bir yapbozun tam ortasındaki parça gibi yerli yerine oturuyor.
Kelimeleri yutmayı daha iyi öğrendim
Hasan Ali Toptaş ‘Kuşlar Yasına Gider’de babadan kalacak hikâyeleri toplamaya çalışan bir oğul-anlatıcıyla buluşturuyor bizi. Toptaş, romanını yazar Kemal Varol’a anlattı.
Dünya babanın kaybedildiği gün başlar
Hasan Ali Toptaş’ın ‘Kuşlar Yasına Gider’i başlı başına bir iyilik, merhamet ve fedakârlık romanı...
Hasan Ali Toptaş’ın merhametli romanı “Kuşlar Yasına Gider”
Onu okumak, sayfaları eprimiş bir defterde kalan çok eski bir özlem duygusuyla sohbet etmeye benziyor. Daha ilk ışıltıdan, tanıdık kokulardan, beyaz ve sessiz boşluklardan tüten buğuyla, onunla birlikte hem çok uzaklara hem de her şeyin başladığı belirsiz ama iz bırakan bir anın içine çekiliyorum. Defteri rastgele bir yerinden açıp okusam, kelimeler asi bir tren gibi önümden geçip giderken benliğimi yeniden keşfedeceğimi, okudukça yazara ve kendime yakınlaşacağımı biliyorum. Hikayeler, kimi zaman çağıldayan bir ırmak, çoğunlukla durgun bir göl misali sükunetle hayata karıştığında, tek bir an genişleyip bütünü kucaklayacak.